Doğu Anadolu'nun Van Gölü'nden sonra en büyük gölü olma özelliğine sahip Çıldır Gölü, Ardahan ve Kars il sınırları içinde yer almaktadır. Anadolu'nun en güzel gölleri arasında yer alan Çıldır Gölü, bir doğa harikasıdır. Çıldır Gölü'nün Fiziksel Özellikleri 123 km² alana sahip olan bu göl, Doğu Anadolu Bölgesi'nin en büyük tatlı su gölüdür. Deniz seviyesinden yüksekliği 1959 metredir. En derin noktası 43 metre olan bu göl, karstik bir oluşuma sahiptir. Çıldır Gölü'ndeki Ticari Faaliyetler Etrafı sert iklim nedeniyle tarım için elverişli değildir; ancak bol yeşil alanı ile hayvancılık için oldukça müsaittir. Yöre halkı için önemli bir geçim kaynağı olan bu gölde balıkçılık yapılmaktadır. Dört mevsim boyunca yapılabilen balıkçılık, kışın buzların kırılması veya büyük delikler açılması ile devam etmektedir. En çok "aynalı sazan" adı verilen balık türü bulunan Çıldır Gölü'nde yanlış yapılan avlanmalar ve sert kurak dönemler, balıkçılık faaliyetlerinin gerilemesine neden olmaktadır. Yoğun kuraklık dönemlerinden etkilenen Çıldır Gölü'nde su miktarının artırılması için devlet tarafından su kanalları yapılmış ve yörede bulunan diğer sular bu kanallar aracılığı ile göle taşınmıştır. Gölde su miktarının artmasını sağlayan bu durum, yöredeki çayırlık alanların kurumasına neden olmuştur. Çıldır Gölü'nün tek çıktısı, yani göle bağlı olarak oluşmuş tek adacık Arpaçay'dır. Bu ada üzerinde turizme yönelik faaliyetler günümüzde artarak devam etmektedir. Arpaçay kolu, Çıldır Gölü'nün kuzey batısında yer alır ve Ermenistan sınırında bulunmaktadır. Göl çevresinde bataklık ve sulak çayırlar pek bulunmamaktadır. Yalnızca kuzey batı tarafında bataklık ve sulak çayırlar bulunur. Çıldır Gölü çevresi genellikle mera vasıflıdır ve küçük baş ile büyük baş besiciliği yapan insanlar için oldukça kıymetli bir alandır. Çıldır Gölü'nün Oluşum Şekli Gölün jeolojik yapısı incelendiğinde kuzey ve güney tarafında milli, kumlu ve çakıllı tabakalar vardır. Bu alanlar genellikle volkanik toprak özelliğine sahiptir. Çıldır Gölü, volkanik olaylara bağlı olarak lav akıntısı ve yığınlaşmış molozlar ile meydana gelmiş doğal bir göldür. Gölün oluşmaya başlama süreci Tersiyer döneminde başlamıştır. Tersiyer, üçüncü zaman olarak adlandırılan ve günümüzden 65 milyon yıl önce gerçekleşmeye başlayan jeolojik devirdir. Çıldır Gölü'nün Ekosistemi Çıldır Gölü, zengin bir biyolojik çeşitliliğe sahiptir. Göl ve çevresinde çeşitli kuş türleri, balıklar ve bitki örtüsü bulunmaktadır. Kuş gözlemciliği için de önemli bir alan olan Çıldır Gölü, birçok kuş türüne ev sahipliği yapmaktadır. Özellikle göçmen kuşlar için önemli bir durak noktasıdır. Çıldır Gölü'nde Turizm Çıldır Gölü, doğal güzellikleri ve sunduğu aktiviteler ile turizm açısından da önemli bir potansiyele sahiptir. Kış aylarında gölün donması ile birlikte buz üzerinde atlı kızak turları ve buzda balık avcılığı gibi etkinlikler düzenlenmektedir. Yaz aylarında ise gölde yapılan tekne turları, doğa yürüyüşleri ve piknik alanları turistlerin ilgisini çekmektedir. Çıldır Gölü'nün turistik potansiyelinin artırılması için çeşitli projeler ve yatırımlar yapılmaktadır. Bu kapsamda göl çevresinde konaklama tesisleri, restoranlar ve diğer turistik işletmelerin sayısı artmaktadır. Ayrıca, göl ve çevresinin korunması için çeşitli çevre koruma projeleri de yürütülmektedir. Sonuç Çıldır Gölü, doğal güzellikleri, zengin biyolojik çeşitliliği ve sunduğu ticari ve turistik fırsatlar ile Doğu Anadolu Bölgesi'nin önemli bir doğal varlığıdır. Gölün korunması ve sürdürülebilir kullanımının sağlanması, hem yöre halkı hem de ziyaretçiler için büyük önem taşımaktadır. Harita Çıldır Gölü |
.jpg "Victoria Gölü Oluşumu ve Özellikleri")
Aksan
23 Temmuz 2024 SalıÇıldır Gölü'nün su miktarının artması için yapılan su kanalları çayırların kurumasına neden olmuşsa, bu durum yerel hayvancılığı nasıl etkiliyor?
Cevap yazAdmin
23 Temmuz 2024 SalıAksan, Çıldır Gölü'ndeki su miktarını artırmak için yapılan su kanallarının çayırların kurumasına neden olması, yerel hayvancılık üzerinde olumsuz etkiler yaratabilir. Çayırlar, hayvanların otlaması için önemli bir kaynaktır ve bu alanların kuruması, hayvanların beslenme olanaklarını kısıtlar. Bu durum, hayvancılıkla geçimini sağlayan çiftçilerin maliyetlerini artırabilir ve hayvanların sağlığını olumsuz etkileyebilir. Dolayısıyla, su kanallarının planlanmasında çayır ve otlak alanlarının korunmasına özen gösterilmesi gerekmektedir.