Uzun GölUzun Göl, Trabzon ilinin Çaykara ilçesine bağlı olan ve doğal güzellikleri ile ünlü bir turistik göldür. Bu göl, sit alanları ve doğal güzellikleri ile yerli ve yabancı turistleri cezbeden bir köy alanında bulunmaktadır. Köy, adını kıyısında bulunan bu gölden almaktadır. Yamaçlardan düşen kayaların Haldizen Deresi'nin önünü kapatmasıyla meydana gelmiştir. Uzun Göl'ün TarihiUzun Göl'ün yerleşim tarihi 1586 yılına kadar uzanmaktadır ve bu dönemde "Saraho" ismiyle tarihte kayıtlara geçmiştir. Bu bölgede ilk kalıcı yerleşim 1650’li yıllarda görülmüştür. O dönemde Müslüman olmayan on haneden oluşan yerleşim bölgesi, Müslüman halkın gelmesiyle beraber nüfus artmış ve 1875 yıllarında yerleşim 230 hane olarak kaydedilmiştir. Şerah adıyla da tarihte yer alan bu yerleşim birimi, Cumhuriyetin kuruluşu sonrasında uzun yıllar Of ilçesine bağlı olarak varlığını sürdürmüştür. Şerah adını taşıyan yerleşim merkezi, 1950’li yıllardan itibaren Çaykara ilçe sınırları içerisine dahil olmuştur. Uzun Göl Belediyesi ise 1970’li yıllarda kapatılmıştır. Uzun Göl'ün CoğrafyasıUzun Göl, Trabzon'a 99 kilometre, Çaykara'ya ise yaklaşık 20 kilometre uzaklıkta bulunmaktadır. Türkiye'nin yağmur ormanlarının bulunduğu Kaçkar ve Soğanlı sıra dağlarının birleşim yerinde bulunur. Uzun Göl, aynı zamanda yerkürenin ılıman bölgesinde bulunan en yağışlı ormanlara sahip olan yerdir. Bol yağış ve ılıman iklimi sayesinde her yıl yemyeşil bir alana sahiptir. Soğanlı Dağları ve Demirkapı Dağları'nda tespit edilmiş 60'tan fazla bitki türü bulunmaktadır. Yaban hayvan hayatı açısından da oldukça zengin bir çevredir. Uzun Göl, özel çevre koruma bölgesinde toplam 59 memeli ve 250 kuş türü ile büyük bir yaban hayatına sahiptir. Burada yaşayan memeli hayvanlar arasında karaca, tilki, kurt, çakal, boz ayı, yaban domuzu, sansar, vaşak, su samuru, porsuk, çengel boynuzlu dağ keçisi ve yaban keçisi bulunmaktadır. Bu bölgenin flora ve vejetasyonu belirlenmiş olup, 125 alt tür, 68 varyete olmak üzere toplam 658 bitki taksonu tespit edilmiştir. Uzun Göl etrafında ikisi kuyruklu kurbağa olmak üzere toplam 8 farklı amfibi türü bulunmuştur. Uzun Göl, doğal çevre ve Tabiat Parkı gibi koruma alanları olup, doğal sit alanı statüsüne sahiptir. Uzun Göl'ün İklim ŞartlarıUzun Göl, Karadeniz iklimine sahip bir bölgedir. Bu bölgede yılın her mevsiminde yağış bulunmaktadır. Yağışlar kışın kar, yazın ise yağmur şeklinde görülmektedir. Uzun Göl çevresindeki yaylalarda iklimin her türü, her zaman görülmektedir. Burada en düşük sıcaklık yaklaşık olarak -10 derece olarak kaydedilmektedir. Yaylacılık imkânına sahip olan bu bölge, yerli ve yabancı birçok turisti iklim şartları sebebiyle kendine çekmektedir. Uzun Göl'ün EkonomisiBu çevrede tarımsal üretim ve hayvancılık faaliyetleri yapılmakta olup, kendi tüketimlerini karşılayacak düzeyde üretim yapılmaktadır. Uzun Göl'ün sanayi sektörü yörede gelişmemiştir. Potansiyel olarak turizm sektöründe faaliyet yapılmaktadır. Bu koşullar altında yörede turizm ve hizmet sektöründe iş olanakları mevcuttur. Bu bölgenin en önemli ekonomik faaliyetlerinden biri turizm sektörü gelir. Sezon boyunca birçok pansiyon yaz sezonunda veya belirli aylarda hizmet vermektedir. Bölgede birkaç alabalık üretim tesisi bulunmakta olup, bu tesislerin yanında lokantalar ve oteller inşa edilmiştir. Uzun Göl'ü Kötü Etkileyen FaktörlerUzun Göl'ün etrafında son zamanlarda çevre tahribatı olduğu bilinmektedir. Gölün üzerine yapılan stabilize yolun su taşkınlarından etkilenmemesi amacıyla yapılan beton duvarlar, Uzun Göl'ün ekolojik faaliyetini sürdürmesine engel olmuştur. Bu durum, doğal ve ekolojik yapısını alt üst eden bariyerlerin kaldırılması ve doğal görünümüne kavuşturulması için birçok sivil toplum örgütü tarafından çabalar devam etmektedir. Bölgeye gelen turistlerin çevreyi kötü kullanması sonucunda bu bölgede atıklar görülmektedir. Haritada Uzun Göl |
.jpg "Işıklı Gölü Oluşumu ve Özellikleri")
Uzun Göl'ü ziyaret ettiğimde, beton duvarların doğaya ne denli zarar verdiğini gözlemledim. Gölün etrafındaki bu yapılar, doğal manzarayı kapatmanın ötesinde, ekosistemi de olumsuz etkiliyor gibi görünüyor. Özellikle su seviyesindeki dalgalanmaların ve doğal akışın engellenmesi, burada yaşayan pek çok canlı için tehdit oluşturabilir. Ayrıca, gelen turistlerin doğayı korumak konusunda daha bilinçli olması için, bölgeye girişte bilgilendirici tabelalar ve çevre temizliği ile ilgili etkinlikler düzenlenmesi gerektiğini düşünüyorum. Bu tür önlemler, hem doğal güzelliklerin korunmasına hem de ziyaretçilerin daha sorumlu bir tutum sergilemesine yardımcı olabilir. Sizce de bu önlemler yeterli olur mu, yoksa daha farklı adımlar atılması mı gerekli?
Cevap yazSayın Urve,
Uzun Göl'ün doğal güzellikleri ve ekosisteminin korunması konusundaki gözlemleriniz oldukça önemli. Beton yapılar, doğanın dengesini bozarak hem görsel hem de ekolojik açıdan zarar verebiliyor. Su seviyesindeki dalgalanmalar ve doğal akışın engellenmesi, özellikle yerel flora ve faunanın sağlığını tehdit eden ciddi sorunlar arasında yer alıyor.
Doğa Bilinçlendirme konusunda önerdiğiniz bilgilendirici tabelalar ve çevre temizliği etkinlikleri, ziyaretçilerin doğaya karşı daha duyarlı hale gelmeleri için etkili bir yöntem olabilir. Bu tür girişimler, hem ziyaretçilerin doğayı koruma konusundaki farkındalığını artırır hem de bölgedeki ekosistemin korunmasına katkı sağlar.
Daha Fazla Adım atılması gerektiğine gelince, bu tamamen bölgenin ihtiyaçlarına bağlı. Eğitim programları, yerel halkla işbirliği ve sürdürülebilir turizm uygulamaları gibi ek önlemler de düşünülebilir. Bu şekilde, hem doğal güzelliklerin korunması sağlanır hem de ziyaretçilerin sorumlu davranışları teşvik edilir. Sonuç olarak, bu tür önlemler elbette önemlidir, ancak kapsamlı bir yaklaşım benimsemek daha kalıcı çözümler sağlayabilir.
Uzun Göl'ü ziyaret eden biri olarak, gölün etrafındaki beton duvarların doğal güzelliği nasıl etkilediğini gerçekten merak ediyorum. Bu bariyerler, gölün ekolojik dengesini bozuyor mu? Ayrıca, turistlerin çevreye zarar vermemesi için ne tür önlemler alınabilir?
Cevap yazMerhaba Muhsine Hanım,
Uzun Göl'ün etrafındaki beton duvarlar, doğal güzellikleri olumsuz yönde etkileyebilir. Beton yapılar, gölün doğal manzarasını bozarak estetik açıdan rahatsızlık yaratabilir. Ayrıca, bu tür yapılar gölün ekolojik dengesine de zarar verme potansiyeline sahiptir. Beton bariyerler, göl çevresindeki bitki örtüsünü ve suyun doğal akışını engelleyebilir, bu da yerel ekosistemin zarar görmesine neden olabilir.
Turistlerin çevreye zarar vermemesi için çeşitli önlemler alınabilir. Öncelikle, çevre bilincini artırmaya yönelik eğitim programları ve bilgilendirici tabelalar konulabilir. Ayrıca, belirli alanlarda yürüyüş yolları ve izleme platformları yapılarak ziyaretçilerin doğrudan doğaya zarar vermesi engellenebilir. Çöp kutuları ve geri dönüşüm noktalarının artırılması, çevre temizliğini korumaya yardımcı olabilir. Son olarak, ziyaretçi sayısının kontrol altında tutulması ve belirli dönemlerde göl çevresinin dinlendirilmesi, ekosistemin yenilenmesine katkıda bulunabilir.
Sevgiler,